KAMU ALIMLARI YOLUYLA YERLİ ÜRETİMİN DESTEKLENMESİ

Yücel Süzen (Tüm Yazıları)

Yücel Süzen
Hazine ve Maliye Bakanlığı Kamu Mali Yönetim ve Dönüşüm Genel Müdürlüğü Daire Başkanı
https://www.ab.gov.tr/45169.html

1. GİRİŞ

En basit tabiriyle “kamu alımı”, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi aşamasında ihtiyaç duyulan mal ve hizmetlerin alımı ile bina vb. tesislerin yaptırılması şeklinde tanımlanabilir. Bu açıdan bakıldığında “kamu alımı” sadece bir ihtiyacın karşılanması aracı olarak görülebilir.

Diğer taraftan başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere birçok ülke, kamu alımlarını sadece “ihtiyacın karşılanması” olarak görmemekte aynı zamanda kamu alımlarını diğer politika hedeflerinin yerine getirilmesinde bir araç olarak kullanmaktadır.

Konuyu bu bağlamda AB Ülkeleri açısından ele alırsak, Avrupa Komisyonu tarafından 3 Mart 2010’da “Avrupa 2020 Stratejisi (Europe 2020 Strategy)” belirlendi. Avrupa 2020 Stratejisi; belirlediği akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme öncelikleri kapsamında istihdam, eğitim, sosyal içerme, ar-ge, iklim ve enerji konularında birbirini destekleyen 5 hedef ortaya koymuştur1. Bu hedefler doğrultusunda 2014 yılında, 2004 yılında çıkarılan Kamu Alımları Direktifleri kaldırılarak yerlerine Klasik Alımları düzenleyen 2014/24/EU sayılı Direktif ile “Su, Enerji, Ulaştırma ve Posta sektörlerinde faaliyet gösteren kuruluşların yapacakları Sektörel Alımları düzenleyen 2014/25/EU sayılı Direktif getirilmiştir. Ayrıca İmtiyaz Sözleşmelerine ilişkin hususları ilk kez düzenleyen 2014/23/AB sayılı Direktif çıkarılmıştır. 2014 yılında AB Direktiflerinde yapılan köklü değişiklikler neticesinde üye ülkeler belli bir süre içinde bu değişiklikleri iç hukuklarına aktarmışlar ve şu anda da bu Direktifler uygulanmaktadır. Bu düzenlemelerden Klasik Kamu Alımları Direktifine2 bakıldığında;

  • KOBİ’lerin ihaleye katılımını kolaylaştırmak ve ihalelerden daha fazla pay almalarını sağlamak için ihalelerde kısmi teklif alınmasının esas olduğu belirtilerek bir ihalede en fazla kaç kısma teklif verilebileceği ve bir istekli üzerinde en fazla kaç kısmın bırakılabileceği konusunda üye ülkeler sınırlama getirebilecektir.
  • Ar-ge ve yenilikçiliği teşvik etmek amacıyla “yenilikçi işbirliği (innovation partnership)” adında yeni bir ihale usulü getirilmiştir.
  • Çevresel zorunluluklara uymayan istekliler ihale dışı bırakılacaktır.
  • Toplum açısından hassasiyet taşıyan alanların (örneğin en az %30 oranında engelli istihdam eden işyerleri) desteklenmesi amacıyla buralardan yapılacak alımlarda daha esnek kamu alımları kuralları getirilmiştir.
  • Önceki Direktiflerde belirtilen suçların yanı sıra insan kaçakçılığı suçunu işleyenler de ihalelere katılamayacaktır.
  • Vergi ve sosyal güvenlik prim borcu olanlar ihale dışı bırakılabilecektir.
  • Alt yüklenicilere idarelerce doğrudan ödeme yapılabilmesi imkânı getirilmiştir.

Konuya Ülkemiz yönüyle bakıldığında ise esasen AB’ye benzer düzenlemeleri görmekteyiz. Bunlara örnek olarak; çevrenin korunması amacıyla ÇED Raporu istenmesi, vergi ve prim tahsilatlarının hızlandırılması amacıyla belli tutarın üzerinde vergi ve prim borcu olanların ihale dışı bırakılması, suçların caydırıcılığının artırılabilmesi amacıyla belli suçları işleyenlerin ihalelere katılımının engellenmesi gösterilebilir. Bu örneklerden de görüleceği üzere kamu alımları yoluyla sadece kamu idarelerinin rutin ihtiyaçları karşılanmaz aynı zamanda kritik diğer bazı hedeflerin gerçekleşmesine de katkıda bulunulur.

Yukarıda belirtilen kritik hedeflerden bir tanesi de yerli üretimin desteklenmesi olup kamu alımları yoluyla bu hedefe nasıl katkı sağlandığı konusu ilerleyen bölümlerde ele alınacaktır.

2. ABD VE AB ÜLKELERİNDE KAMU ALIMLARI YOLUYLA YERLİ ÜRETİMİN DESTEKLENMESİ

Yerli üretimin ve/veya yerli isteklilerin desteklenmesi sadece bize bir özgü konu değildir. Gelişmiş ülkelerde de kendi ekonomilerini destekleme öncelikleri çerçevesinde üçüncü ülke aleyhine düzenlemeler mevcuttur.

Örneğin ABD’de uygulanan “Buy American Act” isimli Yasa bu düzenlemelerin başında gelir. Bu Yasa 1933’te Kongre tarafından kabul edildi ve Başkan Hoover tarafından 3 Mart 1933 tarihinde imzalandı. Yasa ile, ABD hükümetinin satın alımlarında, ABD yapımı ürünlerin tercih edilmesi istenir. Yasa, ABD mikro satın alma eşiğinin (Başlangıçta 3.000 ABD doları iken bu rakam şu anda 10.000 ABD Doları3 olarak uygulanmaktadır.) üzerinde değere sahip tüm ABD federal devlet kurumu mal alımları için geçerlidir. Ürünlerin ABD’de üretildiğinin kabul edilmesi için, ürünü oluşturan bileşenlerin maliyetinin en az belli bir oranının ABD’de üretilmesi gerekir. Yasa ilk çıktığında bu oran %50 iken şu anda %55’tir. Biden İdaresi, söz konusu Yasanın uygulanmasını gösteren Federal Satın Alma Yönetmeliğinde 2022 yılında önemli bir değişiklik yapmıştır. Yapılan değişiklikle; bahse konu oran 25 Ekim 2022 tarihinden itibaren %60, 2024 takvim yılından itibaren %65 ve 2029 takvim yılından itibaren ise %75 olarak uygulanacaktır4. Diğer taraftan, yeterli miktarda yerli malı olmaması, yerli malı kullanılmasında kamu yararının bulunmaması veya yerli malı elde etme maliyetinin makul olmaması durumunda yerli ürün tercih edilmeyebilecektir5.

AB Ülkelerine bakıldığında ise Kamu Alımları Direktiflerinden biri olan AB Sektörler (Su, Enerji, Ulaştırma ve Posta) Direktifinde, %3’e kadar üye ülke firmaları lehine fiyat avantajı uygulanabilme ve teklif edilen ürünün yarıdan fazlasının Birlik dışındaki ülkelerde üretilmesi halinde teklifin reddedilebilmesi imkânı verilmektedir.

Diğer taraftan, AB Parlamentosunun web sitesinde 14 Mart 2022 tarihinde yayımlanan basın bildirisinde6; AB üyesi bir ülke firmasının, AB dışındaki bir ülkenin kamu alımları pazarına girişinde ayrımcı bir durum ile karşılaşması halinde ayrımcı uygulamalar yapan bu ülkenin firmalarının AB kamu alımları pazarına girişinde bunlara bazı kısıtlamalar (örneğin seçim kriteri olarak sadece en düşük fiyatın esas alındığı ihalelerde AB firmaları lehine %100’e varan fiyat avantajı uygulanması veya ayrımcı uygulama yapan ülke firmalarının AB kamu alımları pazarına alınmaması gibi) uygulanması amacıyla hazırlanan mevzuat değişikliği çalışması yürütüldüğünden bahsedilmektedir.

Yerli üretimin desteklenmesi konusu; AB Ülkeleri, ABD, Kanada, Japonya gibi toplam 48 Ülkenin taraf olduğu ve birçok ülke arasındaki ikili serbest ticaret anlaşmasına referans teşkil eden Dünya Ticaret Örgütü Revize Kamu Alımları Anlaşması7 bakımından incelendiğinde; bu Anlaşmaya gelişmekte olan ülkelerin üye olması durumunda bu ülkelere kendi ekonomilerini desteklemek amacıyla belli sürelerle fiyat avantajı ve offset (örneğin İsrail) uygulaması yapabilme, daha yüksek eşik değer belirleme ve belli kuruluş ve sektörleri aşamalı olarak Anlaşma kapsamına alınması imkanı verilebilmektedir8. Bu Anlaşmaya Ülkemiz taraf olmayıp 4 Haziran 1996 tarihinden bu yana gözlemci statüde takip etmektedir9.

3.1. Kamu alımlarının rakamsal boyutu

Ülkemiz dahil birçok ülkede kamu hizmetlerinin yürütülmesinde ihtiyaç duyulan mal ve hizmet alımları ile yapım işleri geleneksel yöntemlerle (bizdeki 4734 sayılı Kanuna benzer düzenlemeler) gerçekleştirilmekle birlikte özellikle 1980 yılı sonrasında başta ulaştırma, altyapı, enerji, sağlık olmak üzere birçok kritik sektörde ihtiyaç duyulan ve yüksek teknoloji gerektiren yatırımlar kamu özel iş birliği (KÖİ) modeli ile gerçekleştirilmektedir. Bu yönüyle, KÖİ projeleri ile gerçekleştirilen işlerinde, geniş anlamdaki kamu alımları sisteminin bir parçası olduğu değerlendirilmektedir.

AB’de her yıl 250.000’den fazla kamu kurumu mal ve hizmet alımı ile yapım işi için GSYH’nın yaklaşık %14’ünü (yılda yaklaşık 2 trilyon avro) harcamaktadır11.

Ülkemize gelindiğinde ise Kamu İhale Kurumu (KİK) tarafından yayınlanan 2021 Yılı Kamu Alımları İzleme Raporuna12 göre; 2021 yılı Kamu Alımları tutarı 300.672.975.000 TL olup bunun 2021 yılı Cari Fiyatlarla Gayri Safi Yurtiçi Hasıla13 olan 7,209.040.000.000 TL içindeki payı %4,17’dir.

Söz konusu Raporda; ihale yapan birim sayısı 9.053, sözleşme sonuç bilgisi gelen ihale sayısı 77.039 ve yüklenici sayısı 38.603 olarak yer almaktadır. Aynı Raporda  300.672.975.000  TL  tutarındaki  kamu  alımının  tutar  olarak

%84,61’inin 4734 sayılı Kanunda belirtilen ihale usulleri, %4,39’unun doğrudan temin ve %11’inin ise bu Kanundan istisna edilen düzenlemeler kapsamında gerçekleştirildiği belirtilmektedir.

Söz konusu Rapora göre, 4734 sayılı Kanun kapsamında yapılan alımların tutar olarak %21,53’ünün mal alımı, %16,16’sinin hizmet alımı, %0,49’unun danışmanlık hizmet alımı ve %61,82’si ise yapım işine yöneliktir.

Bu Rapordaki kamu alımlarına bütçe türü itibariyle bakıldığında ise büyükten küçüğe doğru tutar olarak Belediye Bütçesi, Genel Bütçe, Özel Bütçe, KİT Bütçesi ve diğerleri şeklinde sıralanmaktadır. Kamu alımları ile ilgili rakamlara Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri yönüyle bakıldığında ise Avrupa Yatırım Bankası (EPEC) verilerine14 göre; AB’ye üye ülkelerin 2022 Yılı Mart ayı sonu itibariyle devam eden proje sayısının 1.799 ve bunların değerinin 368,3 milyar avro olduğu, bu tutarın %60,8’ini ulaştırma sektörünün oluşturduğu, bunu %13, 8’le sağlık, %10,3’le eğitim,  %7 çevre, %4,9 ile savunma ve kalanı da diğer sektörlerin takip ettiği görülmektedir. Proje sayısı itibariyle bakıldığında ise eğitim sektörü 461 adet proje ile ilk sırada yer almakta olup bunu 411 adet proje ile ulaştırma, 397 adet proje ile sağlık sektörü, 154 adet proje ile çevre, 147 adet proje ile kamu düzeni ve güvenliği ve kalanı da diğer sektörler takip etmektedir.

Ülkemizde gerçekleştirilen KÖİ projelerinde 4 farklı KÖİ modeli kullanılmaktadır. Bu modeller arasından en çok kullanılanı 123 projeyle Yap- İşlet-Devret iken, onu 111 projeyle İşletme Hakkı Devri, 18 projeyle Yap- Kirala-Devret ve 5 projeyle Yap-İşlet modelleri takip etmektedir. KÖİ modeliyle gerçekleştirilen projelerin yatırım tutarlarının sektörel dağılımına bakıldığında; 2021 yılı Ağustos ayı fiyatlarıyla 27,4 Milyar ABD Doları ile karayolu sektörünün ilk sırada olduğu görülmektedir. Havaalanları ise 20,5 Milyar ABD Doları ile ikinci sıradadır. Bunu 19,8 Milyar ABD Doları ile enerji sektörü takip etmektedir. Yap-Kirala-Devret modeliyle gerçekleştirilen sağlık projeleri 11,6 Milyar ABD Doları ile dördüncü sıradadır. İşletme hakkı devri bedellerinin sektörel dağılımına bakıldığında havaalanlarının 57,8 Milyar ABD Doları ile (KDV dâhil, 2021 yılı Ağustos ayı fiyatlarıyla) birinci sırada bulunduğu görülmektedir. Bunu 20 Milyar ABD Doları ile enerji sektörü, 2,9 Milyar ABD Doları ile limanlar ve 2,8 Milyar ABD Doları ile yat limanları takip etmektedir15.

3.2. Yerli üretimin/yerli isteklinin desteklenmesi araçları

Yerli üretimin/yerli isteklinin desteklenmesinde kullanılan kamu alımları ile ilgili araçları aşağıdaki gibi gruplandırmak mümkündür:

  • Fiyat avantajı uygulaması ve yerli ürün kullanılması zorunluluğu
  • Eşik değerin altındaki ihalelerin yabancı isteklilere kapatılabilmesi
  • Offset/Sanayi İşbirliği Projeleri
  • Alım garantisi verilmesi
  • Yerli katkı şartı istenilmesi

3.2.1. Fiyat avantajı uygulaması ve yerli ürün kullanılması zorunluluğu

Aşağıda konuyla ilgili mevzuat ve istatistiki bilgiler yer almaktadır.

3.2.1.1. Yürürlükteki mevzuat

Mal alımlarında yerli ürün, hizmet ve yapım işlerinde ise yerli istekliler lehine fiyat avantajı uygulaması, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 63 üncü maddesinde düzenlenmiş olup bu Kanundan istisna edilen alımlara ilişkin pek çok düzenlemede ise bu maddeye benzer hükümler konulmuştur.

Anılan maddeye göre;

  • Hizmet alımı ve yapım işi ihalelerinde yerli istekliler lehine %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanabilmektedir.
  • Mal alımı ihalelerinde yerli malı teklif eden istekliler lehine, %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanabilmekte ve KİK tarafından ilan edilen orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri listesinde yer alan malların ihalelerinde ise, yerli malı (Yerli yazılım ürünü dahil) teklif eden istekliler lehine %15 oranında fiyat avantajı sağlanması mecburidir.
  • Yapım işlerinde kullanılacak makine, malzeme ve ekipman ile yazılımın tamamının veya belli bir kısmının yerli malı olması şartı getirilebilir. Ancak, KİK tarafından ilan edilen orta düşük, orta yüksek ve yüksek teknolojili makine, malzeme ve ekipman listesinde yer alan ve ihale konusu işte kullanılacak makine, malzeme ve ekipmanın yerli malı olması şarttır.

Söz konusu Kanunun 10 uncu maddesine istinaden; teknoloji merkezi işletmelerinde, ar-ge merkezlerinde, teknoloji geliştirme bölgelerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ar-ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi iş birliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlara, yararlandıkları destekler çerçevesinde yürüttükleri proje sonucu ortaya çıkan mal ve hizmetlerin ve bunlar dışında öz kaynaklarla geliştirilmiş ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu tarafından ar-ge projesi neticesinde ortaya çıktığı belgelendirilen ürünlerin piyasaya arz edilmesinden sonra proje sonucu ortaya çıkan hizmetler ile yerli malı belgesine sahip ürünler için piyasaya arz tarihinden itibaren beş yıl süreyle kullanılabilmesi amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Teknoloji Ürün Deneyim Belgesi (TÜR) verilebilmektedir.

Ayrıca, 30.09.2020 tarihli ve 31260 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik şartname” başlıklı 16 ncı maddesinde yapılan değişiklikle; teknik şartnamelerde yerli isteklilerin katılımını engelleyici düzenlemelere yer verilemeyeceği ve ihale konusu işte kullanılacak malzeme, araç, teçhizat, makine ve ekipmanın teknik özelliklerinin, öncelikle yerli malının da kullanılmasını sağlayacak şekilde belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

3.2.1.2. Fiyat avantajı uygulanmasına ilişkin veriler

2021 Yılı Kamu Alımları İzleme Raporunda;

  • Yabancı isteklilere açık olan 13.254 adet ihalenin 6.047 adedinde (%45,62) ihale dokümanında yerli istekli veya yerli malı lehine fiyat avantajı uygulanacağı, tutar bazında değerlendirme yapıldığında, yabancı isteklilere açık olarak gerçekleştirilen yaklaşık 177,44 milyar TL’lik kamu alımının 88,78 milyar TL’lik kısmında (%50,04) yerli istekli veya yerli malı lehine fiyat avantajı uygulanacağı belirtilmektedir.
  • İhale dokümanında yerli istekli veya yerli malı lehine fiyat avantajı uygulanacağının belirtilmesinin, fiilen yerli istekli veya yerli malı lehine fiyat avantajı uygulandığını göstermeyeceği ve yerli istekli veya yerli malı lehine fiyat avantajının fiilen uygulanmasının, ancak aynı ihaleye yerli ve yabancı isteklilerin bir arada katılımı veya yerli ve yabancı malların bir arada teklif edilmesi halinde mümkün olabileceği ifade edilmektedir.
  • İhale dokümanında yerli istekli veya yerli malı lehine fiyat avantajı uygulanacağı belirtilen ihalelerin avantaj oranları incelendiğinde; %15 oranında fiyat avantajı uygulanacağı belirtilen ihalelerin bütün içindeki payının adet olarak %94,58 iken tutar olarak %96,15 olduğu belirtilmektedir.
  • Yabancı yüklenicilerin üstlendiği sözleşmelerin toplam sözleşmeler içindeki payı, tutar olarak %1,50 ve adet olarak ise %0,07 olarak yer almaktadır.

KİK internet sayfasında16 yayınlanan bilgilere göre; kamu alımlarında 4734 sayılı Kanun kapsamında fiyat avantajı sağlanması zorunlu olan orta ve yüksek teknolojili ürün listesinde 3.177 adet ürün bulunmakta olup bunlardan 2.133’ü orta teknolojili, 1.044’ü ise yüksek teknolojilidir. Kamu alımlarında 4734 sayılı Kanun kapsamında fiyat avantajı sağlanması zorunlu olan yazılım ürünü listesinde 189 adet ürün bulunmakta olup tamamı yüksek teknolojilidir.

3.2.1.3. Yapım işlerinde kullanımı zorunlu olan yerli ürün listesi

KİK tarafından ilan edilen Kamu Alımlarında 4734 Sayılı Kanun Kapsamında Yapım İşi İhalelerinde Yerli Malı Kullanımı Zorunlu Olan Makine-Ekipman Listesinde17 234 adet ürün bulunmakta olup bunlardan 56’sı orta-düşük, 16’sı yüksek, 162’si orta-yüksek teknolojili üründür. Ayrıca Listeye 1 adet yazılım ürünü de ilave edilmiştir.

Yapım işlerinde yerli malı şartı getirilen Malzeme Listesinde18 ise 89 grup altında malzeme veya malzemeler bulunmaktadır.

3.2.1.4. Yerli malı belgesi ve teknolojik ürün deneyim belgesi sayısı

TOBB internet sayfasından19 alınan bilgilere göre; 4734 sayılı Kanunun 63 üncü maddesine istinaden çıkarılan Yerli Malı Tebliği kapsamında TOBB tarafından onaylanan Yerli Malı Belgesi, 2020 yılında 16.016 iken 2021 yılında %3,1’lik bir artış ile 16.516 olmuştur. Verilen belgeler arasında ilk sırayı İstanbul almaktadır.

Ar-ge projeleri sonucu ortaya çıkmış olan mal ve hizmetler için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca TÜR Belgesi düzenlenmekte olup, söz konusu mal ve hizmet sahipleri bu belge ile iş deneyim belgesi olmadan da kamu ihalelerine girebilmektedir. 2014-2021 döneminde 975 adet TÜR belgesi verilmiştir. Bu belgelerden 377’si yazılım, 239’u makine ve teçhizat imalatı, 106’sı elektronik, 66’sı otomotiv, 39’u medikal, 25’i kimya sektörü ve kalanları ise muhtelif sektörler için verilmiştir20.

3.2.2. Eşik Değerin altındaki ihalelerin yabancı isteklilere kapatılması

4734 sayılı Kanunun 63 üncü maddesine istinaden idareler eşik değerlerin altındaki ihaleleri yabancı firmalara kapatabilmektedir. 2021 Yılı Kamu Alımları İzleme Raporuna göre; 2021 yılında Kanun kapsamında belirtilen usullerdeki ihalelerin adet olarak %90,24’ü eşik değerin altında, %9,76’sı eşik değerin üstünde gerçekleşmiştir. Yine bu dönemde yapılan ihalelerin tutar olarak %33,53’ü eşik değerin altında, %66,47’si eşik değerin üstünde gerçekleşmiştir. Kamu ihale mevzuatına göre eşik değerin altındaki ihalelerin yabancı isteklilerin katılımına açılması zorunluluğu bulunmadığı halde yaklaşık 8,34 milyar TL tutarındaki 6.810 ihale yabancı isteklilerin katılımına açılmıştır. Eşik değerin üstündeki ihalelerin ise tamamı yabancı isteklilerin katılımına açık olarak gerçekleştirilmiştir.

3.2.3. Offset/Sanayi İşbirliği Projeleri

3.2.3.1. Savunma alanında sanayi katılımı/offset

Dünya Ticaret Örgütü Kamu Alımları Anlaşmasında “offset”21;”Yerli katkı payı kullanımı, teknoloji lisansı, yatırım, karşılıklı ticaret gibi eylem veya gerekliliklerle bir ülkenin yerel ekonomisini destekleyen ve ödemeler dengesini iyileştiren önlemler” olarak tanımlanmaktadır.

Bir diğer ifadeyle offseti; kamunun yapmış olduğu ihalelerde ihaleye konu mal veya hizmeti alırken, ihaleyi kazanan firmadan teknolojisini transfer etmesi, ülkede yatırım yapması, ortak üretim yapması, ana taahhüdünün bir kısmını ülkedeki firmalardan karşılaması, ar-ge merkezi kurması, teknik personeli eğitmesi, ihale kapsamında üretilen ürünü veya başka bir ürünü ithal etmesi, ihaleyi yapan ülkenin yapacağı ihracatlar için pazar bulması gibi muhtelif yollarla ülkeden döviz çıkışının engellenmesi şeklinde de tanımlayabiliriz.

Ülkemizde savunma alanında offset işlemleri, Sanayi Katılımı/Offset Uygulamaları Yönergesi çerçevesinde yürütülmektedir. Ayrıca, söz konusu Yönerge ile yakından ilgili Savunma Sanayiinde Yeni Sanayileşme Süreçleri Rehber Dokumanı22 bulunmaktadır.

Savunma Sanayiinde Yeni Sanayileşme Süreçleri Rehber Dokümanında;

  • Offset; Savunma, havacılık ve anayurt güvenliği alanlarında ihtiyaç duyulan ürün ve hizmetlerin tedariki çerçevesinde; ülke sanayi ve hizmet sektörlerinin üretim olanak ve yeteneklerinin ve/veya uluslararası alandaki pazar paylarının/rekabet güçlerinin artırılması ve ödemeler dengesinde oluşacak olumsuz etkinin azaltılması için gerçekleştirilecek işlemler,
  • Offset Sözleşmesi; Tedarik Sözleşmesi’ne dayalı olarak SSB ile Yüklenici ve/veya yabancı alt yüklenici arasında imzalanan ve yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin hüküm ve esasları düzenleyen sözleşme,
  • Endüstriyel İşbirliği; Offset Sözleşmesi kapsamında yabancı yükleniciler tarafından gerçekleştirilmesi gereken, sözleşme imzası öncesinde koşulları ve kapsamı tanımlanan üretim, risk sermayesi, şirketleşme, teknoloji transferi, ortak pazarlama ve ihracat, ortak üretim, yatırım vb. faaliyetler,

şeklinde tanımlanmıştır.

2011 yılında çıkarılan Savunma Sanayi Offset Yönergesine23 göre biri Tedarik Sözleşmesi diğeri Sanayi Katılımı/Offset Sözleşmesi olmak üzere 2 sözleşme bulunmaktadır. Yönergede;

  • Offset yükümlülük oranının Tedarik Sözleşmesi bedelinin en az %70’i olmak üzere, projenin özelliği dikkate alınarak Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) tarafından belirlenerek ilgili Teklife Çağrı Dosyasında (TÇD) yer alacağı,
  • Yüklenici adaylarından, TÇD’de belirtilen offset yükümlülük oranını sağlamak üzere, Kategori-A, Kategori-B ve Kategori-C alanlarında Sanayi Katılımı/Offset (SK/O) teklif etmesi isteneceği,
  • Kategori-A’nın Tedarik Sözleşmesi kapsamında Türk sanayisi tarafından geçekleştirilecek işleri oluşturduğu,
  • Kategori-B’nin savunma, anayurt güvenliği, havacılık ve uzay sanayii alanlarındaki ürün/hizmet ihracatını kapsadığı,
  • Kategori-C’nin ise yabancı yüklenici için yüklenicinin, Tedarik Sözleşmesi kapsamında Kategori-A SK/O faaliyetleri ile ilgili olarak yapılacaklar hariç olmak üzere, savunma, anayurt güvenliği, havacılık ve uzay sanayii alanlarında Türkiye’de gerçekleştireceği Teknolojik İşbirliği ve Yatırım faaliyetlerinden oluştuğu,
  • Yan Sanayi /KOBİ İş Payı yükümlülüğünün, Kategori-A SK/O yükümlülüğünün en az %30’u olmak üzere, proje’nin özelliği dikkate alınarak SSB tarafından belirlenerek, ilgili TÇD’de belirtileceği,

ifade edilmektedir.

Söz konusu Yönergede KOBİ, 250 kişiden az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hâsılatı ya da mali bilânçosu 25 Milyon Türk Lirası’nı aşmayan ekonomik birimler olarak tanımlanmıştır.

Savunma Sanayi Başkanlığı internet sayfasında, savunma sanayinin 2021 yılı performansına ilişkin bilgilere yer verilmiş olup söz konusu sayfada24; “Geçmişte yalnızca 248 milyon $ olan savunma ve havacılık ihracatı, 2021 yılında yaklaşık 13 kat büyüyerek 3,224 milyar $’a ulaşmıştır. 2021 yılı sonu itibariyle, savunma firmalarımızın tüm savunma ve havacılık satışlarını içeren ve sektörün büyüklüğünü gösteren Toplam Savunma ve Havacılık Sektör Cirosu 8,855 milyar $’a ulaşmıştır. 2002 yılında yalnızca 66 savunma projesini yaklaşık %80 dışa bağımlılık oranı ile yürütürken; geldiğimiz noktada %65 in üzerinde yerlilik oranı ile proje sayısı yaklaşık 12 kat artarak 793’e ulaşmıştır. 2002 yılında yaklaşık 5,5 milyar $ bütçeli savunma projeleri yürütülürken geldiğimiz noktada yaklaşık 11 katlık bir artış ile 64,8 milyar $’lık proje hacmine ulaşılmıştır. İhale süreci devam eden projeler de göz önüne alındığında, bu miktarın 75 milyar $’ın üzerinde olacağı öngörülmektedir.” denilmektedir.

Diğer taraftan 2022 yılına gelindiğinde ise yerlilik oranının %80’e yaklaştığı yönünde bu alanda yetkililerin basına yapmış olduğu açıklamalar bulunmaktadır.

3.2.3.2. Sivil alanda sanayi katılımı

Kamu alımları kanalıyla sivil alanda da yeniliği, yerlileşmeyi ve teknoloji transferini teşvik etmek ve yerli sanayinin geliştirilmesini sağlamak amacıyla 2014 yılında 4734 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine (u) bendi eklenerek “kamu alımlarında yenilik, yerlileşme ve teknoloji transferini sağlamaya yönelik sanayi katılımı uygulamaları içeren mal ve hizmet alımları” anılan Kanundan istisna edilmiş ve 2017 yılında yapılan başka bir düzenleme ile de bu istisnanın kapsamına “yapım işleri” de dahil edilmiştir. Söz konusu bende istinaden 16 Ağustos 2018 tarihli ve 30511 tarihli Resmî Gazete’de 36 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı olarak yayımlanan “Sanayi İşbirliği Projelerinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar” çıkarılmıştır.

Söz konusu Usul ve Esaslara25 göre;

-Tedarik Sözleşmesi alımı gerçekleştirecek idare ile yüklenici arasında, Sanayi ve Teknoloji Katılımı (STK) Sözleşmesi ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yüklenici arasında imzalanmaktadır. STK Sözleşmesi Tedarik Sözleşmesinin ekidir.

  • Sanayi ve Teknoloji Katılımı (STK) Yükümlülükleri; Kategori-A (yerli katkı), Kategori-B (teknolojik işbirliği) ve Kategori-C (ihracat) olmak üzere üç kategoride yerine getirilmektedir.
  • İhale kapsamında bir ya da birden fazla kategoride STK yükümlülüğü talep edilebilmekte ve Kategori-A, Kategori-B ve Kategori-C STK asgari yükümlülük oranları ile yan sanayi iş payı ve KOBİ iş payına ait asgari yükümlülük oranları ayrı ayrı belirlenebilmekte olup, söz konusu oranlardan herhangi birini sağlayamayan isteklinin teklifi değerlendirmeye alınmamaktadır.

Söz konusu Usul ve Esaslar çerçevesinde sözleşmesi imzalanan, açılan ihaleler ve planlanan ihalelere ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir26:

Sözleşmesi imzalananlar

  • Yüksek Gerilim ve Yüksek Güç Deney Laboratuvarı Kompleksi Etüt Projesi,
  • Elektronik İzleme Sistemi Hizmet Alımı Projesi,
  • Modern Pentatlon Silahları ve Hedef Sistemleri Projesi,
  • Elektrikli Otobüs Sistemi ve Şarj İstasyonlarının Temini ile İlgili Tasarım ve Üretim Faaliyetlerinin Sağlanması Projesi,
  • Radyosonde Cihazı Alımı Projesi,
  • Alaçatı RES’in Yerli Rüzgâr Türbinleri Ürettirilerek Yenilenmesi Projesi,
  • Uçuş ve Seyrüsefer Prosedürleri Eğiticisi (FNPT-II) ve Ekip Arası İşbirliği (MCC) Cihazı Projesi,
  • Elektronik İzleme Sistemi Hizmet Alımı Projesi (2022 – 2024).

Açılan ihaleler

  • 5 Kalem (Manyetik Rezonans Görüntüleme, Bilgisayarlı Tomografi, Ultrasonografi, Dijital Radyografi, Hasta Başı Monitör) Tıbbi Cihaz İhalesi (Sağlık Bakanlığı–Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü),
  • Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Kurulumu (Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı – Denizcilik Genel Müdürlüğü).

Planlanan ihaleler

  • Metro Aracı Tedariki (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı),
  • X-Band Meteoroloji Radarı (Tarım ve Orman Bakanlığı-Meteoroloji Genel Müdürlüğü),
  • GSM/GPS İzleme Tasmaları (Tarım ve Orman Bakanlığı-Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü),
  • Fotokapan (Tarım ve Orman Bakanlığı-Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü),
  • Polen  Ölçüm  Cihazı  (Tarım  ve  Orman Bakanlığı-Meteoroloji  Genel
  • Müdürlüğü),
  • Deniz Araştırmaları Yazılım/Donanım Üretimi ve Bakım Onarım Hizmetinin Yerlileştirilmesi (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı – Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü),
  • İstanbul Yeni Taksi (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı),
  • Deniz Emniyeti Eğitim Merkezi Etüdü (Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı – Denizcilik Genel Müdürlüğü),
  • Marmara Gemi Trafik Hizmetleri Kurulumu (Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı- Denizcilik Genel Müdürlüğü),
  • Biyometrik İmza Yöntemi İle Takip Sistemi (Adalet Bakanlığı – Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü).

3.2.4. Alım garantisi verilmesi

3.2.4.1. Proje bazlı yatırımlarda

6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 80 inci maddesi ve bu maddeye istinaden çıkarılan 2016/9445 sayılı Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Karar ile; yatırımları teşvik etmek amacıyla vergi, prim, arazi, enerji ve kamu alım garantisi de dahil olmak üzere birçok teşvik verilmesi imkânı getirilmiştir.

27/12/2019 tarihli ve 30991 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 1945 sayılı Bursa İlinde Yapılacak Olan Elektrikli Otomobil Üretim Tesisi Yatırımına Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Kararın alım garantisi uygulamasını düzenleyen 7 nci maddesinde, DMO tarafından 31/12/2035 tarihine kadar 30 bin adet elektrikli otomobil alınacağı belirtilmekte olup 2020 Yılı DMO Faaliyet Raporunda27 ise DMO ile Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş. (T.O.G.G.) arasında 17 Mart 2020 tarihinde bir protokol imzalandığı, ilk alımın 2023 yılında “C-SUV” modelinden 500 adet olmak üzere 2035 yılı sonunda: 9.500 adet C-SUV, 15.750 adet C-Sedan ve 4.750 adet C-MPV/VAN modellerinden toplam 30.000 adet elektrikli otomobil alınmasının öngörüldüğü belirtilmektedir.

3.2.4.2. FATİH Projesi kapsamında

4734 sayılı Kanunun ek 10 ve 5018 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesine istinaden Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında, Millî Eğitim Bakanlığınca yapılacak yazılım, donanım, dijital içerik alımı, internet erişim hizmetleri sağlanması, ağ altyapısı, ar-ge merkezi, veri merkezi kurulumu ve bunlara ilişkin her türlü bakım, onarım ve işletme işlerinde üst yöneticinin onayıyla 15 yıla kadar ve ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734 sayılı Kanuna tabi olmadan gelecek yıllara yaygın yüklenmelere girişilebilme imkanı getirilmiştir. Fatih Projesi Kapsamında Yapılacak Mal ve Hizmet Alımları ile Yapım İşlerine Dair Yönetmelik ise 21/3/2017 tarihli ve 30014 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Fatih Projesi kapsamında özellikle etkileşimli tahtada yerlilik oranının arttığı yönünde bilgiler edinilmekle birlikte bu konuda kamuoyuna açık resmi bir veriye ulaşılamadığından net bir değerlendirme yapılamamaktadır.

3.2.5. Yerli katkı şartı istenilmesi

6428 sayılı Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3 üncü maddesinin 16 ncı fıkrasına göre; sabit yatırım içerisinde yer alan tıbbi donanımın en az yüzde yirmisinin yerli üretim olması zorunludur.

Ülkemizde KÖİ ile ilgili rakamların verildiği yukarıdaki bölümden de görüleceği üzere; sağlık sektöründe 11,6 milyar ABD dolarında imzalanmış uygulama sözleşmesi bulunduğu dikkate alındığında, sabit yatırım içerisinde yer alan tıbbi donanım yerlilik yekününün de önemli olacağı değerlendirilmektedir.

Bir diğer yerli katkı şartı da kamuda araç alımında aranmaktadır. Bilindiği üzere, 237 sayılı Taşıt Kanunu ve ilgili mevzuatı uyarınca belli makamlar dışında yabancı menşeili araç edinilememektedir. Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas ve Usullerde ise “yabancı menşeili araç” “yerli muhteva oranı %50’nin altında kalan taşıtlar” şeklinde tanımlanmaktadır.

Ülkemizde üretilen motorlu araçların yerli katkı oranları28, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayınlanmakta olup bu Bakanlıkça yayınlanan listelerde, otomotiv firma beyanlarının dikkate alındığı belirtilmektedir. Bu beyanlar çerçevesinde anılan Bakanlıkça yayınlanan 2022 yılı ile 2021 yılı verileri kıyaslandığında; bazı araçlarda yerlilik oranının arttığı, bazılarında azaldığı, bazılarında değişmediği, bazı araçların listeye 2022 yılında eklendiği ve 2021 yılı listesinde bulunan bazı araçların ise 2022 yılı listesinden çıkarıldığı görülmektedir. Hem verilerin net bir fikir vermemesi hem de bu bilgilerin beyana dayalı olarak anılan Bakanlıkça hazırlanması nedeniyle, yerlilik oranı değişimi bakımından sağlıklı bir değerlendirme yapılamamaktadır. Diğer taraftan, otomotiv sektörü için kamunun önemli bir alıcı olduğu dikkate alındığında, yukarıda bahsedilen düzenleme ile getirilen yerlilik şartının, bu sektördeki firmaların üretim politikaları üzerinde etkili olacağı değerlendirilmektedir.

4. DEĞERLENDİRME

4.1. Sanayi Katılımı/Offset uygulamalarının değerlendirilmesi

Sanayi katılımı/offset kullanımı, daha çok savunma ve güvenlik ile ilgili alımlarda yaygındır. Offsetin; teknoloji transferinin sağlanması, personelin işle ilgili yetkinliğinin artırılması, yerel sanayi ve KOBİ’lerden alım yapılması zorunluluğu getirilerek üretim ve istihdamın artırılması, ihracatın artırılması gibi avantajları bulunmakla birlikte güncelliğini yitirmiş teknolojinin transfer edilmesi, zaten yapılacak bir ihracatın offset kapsamında değerlendirilmesi, proje seçiminin hatalı yapılması nedeniyle kaynak israfının oluşması gibi dezavantajları da bulunmaktadır.

Offset uygulanması durumunda birincisi tedarik sözleşmesi ve ikincisi ise tedarik edilecek ürünün yerlileştirilmesine ilişkin offset sözleşmesi olmak üzere 2 adet sözleşme bulunmaktadır. Offset kanalıyla bir ürünü tek başına hazır alma yerine o ürünle birlikte nasıl üretildiği de öğrenilerek alım gerçekleştirilmektedir. Offset uygulanarak yapılan alım, elbette hazır alıma göre daha pahalı olacaktır. Ancak teknoloji transferi yoluyla işin nasıl yapıldığı da öğrenileceğinden uzun vadede offset uygulayan ülke daha kazançlı çıkacaktır.

Ülkemizde savunma sanayinde 1980’li yılların ortalarında başlatılan kararlı çalışmalar neticesinde özellikle son dönemlerde önemli başarılar elde edilmiş ve bu alanda yerlileşme oranı yüksek seviyelere ulaşmıştır.

Diğer taraftan, 4734 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (u) bendine istinaden sivil alanda 8 adet sanayi işbirliği projesi sözleşmesi imzalanmış olup açılan ihalelerin sonuçlandırılması ve planlanan ihalelerin gerçekleştirilmesiyle birlikte önümüzdeki  dönemde  imzalanan  sözleşme  sayısının  daha  da  artacağı beklenmektedir.

4.2. Fiyat avantajı uygulamasının değerlendirilmesi

Fiyat avantajı uygulaması yoluyla yerli istekliler yabancı isteklilere, yerli ürün teklif edenler ise yabancı ürün teklif edenlere karşı korunmaktadır. Ancak fiyat avantajının uygulandığı durumda benzer kalitede ürün ya da hizmet için daha fazla ödeme yapılması nedeniyle bütçeye ek yük gelebilmektedir.

Ayrıca, ürünün parçalarının yurtdışından getirildiği ve sadece işçiliğin Ülkemizde yapıldığı veya işçilikle birlikte tâli parçaların Ülkemizde üretildiği durumlarda ise gerçek anlamda bir yerlileşmeden bahsetmek pek mümkün olmayacaktır. Yerlileşmede nihai hedefin, özellikle kritik ürün parçalarının Ülkemizde üretilmesi olduğu dikkate alındığında şu anki fiyat avantajı uygulamasının bu hedefe doğrudan katkı sağladığı söylenemez. Ayrıca, fiyat avantajı yoluyla yerlileşmenin ne oranda arttığına dair bir veri de bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, fiyat avantajı uygulamasında kullanılan yerli malı belgesinin verilmesi sürecinde yapılabilecek hatalı işlemler, ihale ve sözleşme sürecini de olumsuz etkileyecektir. Bu yönüyle belgeyi veren ilgili odalar ile Yerli Malı Belgesi Tebliğinde belirtilen sorumlulara bu konuda büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Bir diğer önemli husus ise, yerli malı belgesini %51 ve %100 yerlilik oranı ile alan istekliler aynı ihalede aynı oranlı fiyat avantajından yararlanmaktadır. Oysa, yerliliğin teşvik edilmesi bağlamında daha yüksek yerlilik oranına sahip olana daha yüksek fiyat avantajı uygulanması, yerlileşme konusundaki amaca daha çok hizmet edecektir. Bu çerçevede, Kamu İhale Kurumu tarafından ilan edilen orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri listesinde yer alan ürünlerin alımında örneğin %5129’i yerli ürün teklif edene %5 (en düşük oran), %100’ü yerli teklif edene ise %15 oranında (en yüksek oran) ve arada kalanlara da kademeli olarak giderek artan oranda fiyat avantajı uygulanmasının, hem yerlilik oranlarının yükseltilmesinin teşvik edilmesi hem de bütçe kaynaklarının daha etkin kullanılması bakımından daha uygun olacağı düşünülmektedir.

4.3. İlerleme Raporlarında yer alan yerli üretim ve yerli isteklilerle ilgili eleştirilerin değerlendirilmesi

Bilindiği üzere, Ülkemizde fiyat avantajı ve sanayi katılımı/offset uygulaması, AB Türkiye İlerleme Raporlarında sık sık eleştirilmektedir. 2021 Yılı İlerleme Raporunda30; offset uygulamaları ve yerel katkı lehine ayrımcı uygulamaların devam ettiği, malların yerli piyasada üretilmemiş olması durumunda, ihale makamlarının telafi edici önlem talep etmesine imkân veren zorunlu yerli fiyat avantajı ve offset uygulamalarının (offset uygulamalarıyla benzer etkilere sahip olan Sanayi İşbirliği Programı gibi) ayrımcı olduğu ve bu yüzden de AB Müktesebatı ile çeliştiği, yerli fiyat avantajının uygulandığı uluslararası ihalelerin oranının yüksek olduğu belirtilmektedir.

Bilindiği üzere, kamu alımları da dahil olmak üzere korumacı tedbirler ABD, AB Ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede uygulanmaktadır. Ülkemizin AB’ye üyeliği sürecinde ele alınan fasıllardan biri “5 numaralı Kamu Alımları Faslı” olup bu Faslın açılış kriterleri arasında fiyat avantajı uygulamasının kaldırılması bulunmamaktadır. Ayrıca, yerli istekli ve yerli üretimin kamu alımları kanalıyla desteklenmesinin Ülkemiz kalkınmasındaki önemi dikkate alındığında, yerli üretim ve yerli isteklilerin korunması ile ilgili düzenlemelerin AB’ye tam üyelikle birlikte kaldırılması ve bunların dışındaki diğer konularda ise kamu ihale mevzuatımızın AB Müktesebatına uyum düzeyinin daha da artırılmasının Ülkemize katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca, eşik değerin üstündeki tüm ihalelerin yabancı firmalara da açık olduğu, yerli ürün teklif etmeleri halinde yabancı firmaların da fiyat avantajından yararlanacağı, sanayi katılımı/offset içeren ihalelerin genellikle yüksek teknoloji içermesi nedeniyle özellikle gelişmiş ülke firmalarının bu ihalelere katılımının beklendiği dikkate alındığında, İlerleme Raporlarında yer alan bahse konu eleştiriler, makul görülmemektedir. Kaldı ki, yukarıda bahsedilen AB Direktifinin AB dışındaki ülkeler aleyhine fiyat avantajı uygulanabileceği ve AB dışında üretilen ürünleri teklif edenlerin tekliflerinin reddedilebileceği yönündeki düzenlemeleri göz önünde bulundurulduğunda, Ülkemizde yukarıda bahsedilen yerli üretimin ve yerli isteklinin desteklenmesine yönelik politikaların uygulanmasının en doğal hakkımız olduğu düşünülmektedir. Çünkü Ülkemiz, gelişmekte olan bir ülke olup özellikle orta ve yüksek teknolojili ürünlerde dışa bağımlılığın azaltılması bakımından bu tür politikaların uygulanması tercihten ziyade bir zorunluluktur.

5. SONUÇ

Ülkelerin GSYH içinde önemli bir yere sahip olan kamu alımları, Ülkemizde ve dünyada gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır. Kamu alımları, kamu hizmetlerinin yürütülmesinde gerekli olan ihtiyaçların karşılanması özelliğinin yanı sıra teknoloji transferinin sağlanması, ar-ge ve inovasyonun geliştirilmesi, yerli üretim ve yerli isteklilerin desteklenmesi, prim ve vergi alacaklarının hızlandırılması, suçların caydırıcılığının artırılması, çevrenin korunması, enerji verimliliğinin artırılması gibi birçok politika hedefine ulaşılmasında araç olarak kullanılmaktadır.

Birçok ülkede kamu alımları kanalıyla yerli üretimin desteklenmesi yönündeki eğilimler gittikçe artmaktadır. Ülkemizde kamu alımları araçları kanalıyla yerli üretimin desteklenmesi özellikle 2011 yılından bu yana hız kazanmıştır. Bu araçlardan en önemlisi, 1980’li yılların ortalarında başlatılan ve özellikle son dönemde önemli başarılar elde edilen savunma sanayindeki sanayi katılımı/offset olmuştur. Ülkemizin savunma sanayindeki başarılı offset uygulamaları, bu başarının daha da ileriye götürülmesinin yanı sıra aynı başarının sivil alanda da yaşanabileceği konusundaki umutları artırmıştır. Sivil alanda da henüz başlangıç aşamasında olsa bile önemli adımlar atılmıştır. Bizim gibi gelişmekte olan ve yeterli seviyede orta ve yüksek teknolojili ürün üretemeyen ülkelerin kalkınabilmek ve dışa bağımlılığı azaltabilmek için sanayi katılımı/offset gibi yöntemleri kullanmak zorunda olduğu değerlendirilmektedir. Kanaatimce, burada önemli olan, planlı ve programlı olmanın yanı sıra sabırlı da olmak gerektiğidir.

Yine kamuoyunda süper teşvik olarak bilinen 6745 sayılı Kanunun 80 inci maddesi uyarınca proje bazlı yatırımlara verilen birçok alandaki teşviklerin yanı sıra kamu alım garantisi (elektrikli araçlarda olduğu gibi) de verilmesi ve bu tür yatırım ve dolayısıyla alım garantilerinin diğer kritik alanlarda da yaygınlaşması, Ülkemiz kalkınmasında önemli rol oynayacaktır.

Fiyat avantajı uygulamasıyla ilgili mevzuatın gözden geçirilmesi ve uygulama ile ilgili denetimlerin artırılması hem stratejik ürünlerde yerlileşmenin sağlanması hem de bütçe kaynaklarının daha verimli kullanılması bakımından faydalı olacaktır.

Sonuç olarak kamu alımları araçları da dahil olmak üzere diğer birçok teşvik mekanizmasının katkısıyla yerli üretimin artması, Ülkemizin her alandaki gücünü artıracaktır.

Kaynakça

2. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32014L0024&from=EN
3. https://www.tradecommissioner.gc.ca/sell2usgov-vendreaugouvusa/procurement- marches/buyamerica.aspx?lang=en
4. https://www.jdsupra.com/legalnews/buy-american-final-rule-ups-the- 1045238/#:~:text=The%20latest%20such%20amendment%2C%20a,in%20calendar%20year% 202024%3B%20and
5. https://smallgovcon.com/statutes-and-regulations/gao-investigates-buy-american-act- exceptions-and-waivers/
6. https://www.europarl.europa.eu/news/en/press-room/20220309IPR25152/international- public-procurement-instrument-new-tool-to-support-eu-firms
7. https://www.wto.org/english/tratop_e/gproc_e/memobs_e.htm
8. https://www.wto.org/english/docs_e/legal_e/rev-gpr-94_01_e.htm#articleV
9. https://www.wto.org/english/tratop_e/gproc_e/memobs_e.htm
10. https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2021/12/On_Birinci_Kalkinma_Plani-2019- 2023.pdf
11. https://ec.europa.eu/growth/single-market/public-procurement_en
12. https://dosyalar.kik.gov.tr/genel/Raporlar/Kamu_alimlari_izleme_raporu_2021_yilsonu.pdf
13. https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index
14. https://data.eib.org/epec
15. https://www.sbb.gov.tr/koi-gostergeleri
16. https://dosyalar.kik.gov.tr/ genel/Bilgilendirme_Dokumanlari/OrtaveYuksekTeknolojiliSanayiUrunleriListesi.pdf
17. https://dosyalar.kik.gov.tr/genel/Bilgilendirme_Dokumanlari/ YapimisiMakineEkipmanListesi31.01.2020.pdf
18. https://dosyalar.kik.gov.t r/genel/Bilgilendirme_Dokumanlari/malzeme_listesi.pdf
19. https://tobb.org.tr/Sayfalar/Detay.php?rid=11727&lst=Haberler
20. https://www.sanayi.gov.tr/istatistikler/istatistiki-bilgiler/mi0203011504
21. https://www.wto.org/english/docs_e/legal_e/rev-gpr-94_01_e.pdf
22. https://www.ssb.gov.tr/Images/Uploads/MyContents/F_20210331180504868830.pdf
23. https://www.ssb.gov.tr/Images/Uploads/MyContents/F_20171110145431373769.pdf
24. https://www.ssb.gov.tr/WebSite/contentlist.aspx?PageID=48&LangID=1
25. https://stbsip.sanayi.gov.tr/Files/dokumanlar/SSS_21.12.2018.pdf
26. https://stbsip.sanayi.gov.tr/
27. https://www.dmo.gov.tr/Files/IcerikYonetimi/ANKARA/Belgeler/2020_Faaliyet_Raporu.pdf
28. https://www.sanayi.gov.tr/merkez-birimi/6f188a931f68/diger/b81171
29. Yerli Malı Tebliğine göre ürünün yerli sayılabilmesi için yerli katkı oranının en az % 51 olması gereklidir.
30. https://www.ab.gov.tr/siteimages/2021_trkiye_raporu_tr.pdf

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir