TÜRKİYE’DE KAMU MALİ YÖNETİM SİSTEMİ YAPISAL DÖNÜŞÜM ALANLARI

Kamu mali yönetimi (KMY) kavramı, kamu maliyesi ve maliye politikası ile ilişkili ancak farklı kavramlardır. Kamu mali yönetimi alanında tüm dünyada 80’lerde ortaya çıkan yeni kamu işletmeciliği ile birlikte yeni bir reform dalgası yaşanmaya başlamış, Türk Kamu Mali Yönetim Sistemi de bu dönüşümlerden, özellikle Avrupa Birliği uyum süresince önemli ölçüde etkilenmiş ve yeni mali düzenlemeler yürürlüğe girmiştir. Ancak mali yönetim alanındaki reformlar, diğer birçok alanda olduğu gibi demokratik ve teknolojik gelişmeler ile birlikte dinamik dönüşüm ihtiyacını sürdürmektedir. Bu çalışmanın amacı, kamu maliyesi, maliye politikası ve kamu mali yönetimi kavramları çerçevesinde, mali yönetimin taşıdığı anlamı belirginleştirmek ve Türkiye’nin kamu mali yönetim sisteminde, bazı güncel yapısal dönüşüm alanlarını tartışmaktır. Bu çerçevede, çalışmanın ilk bölümünde, kavramsal boyut ele alınacak, ardından kamu mali yönetim sisteminde gerçekleştirilebilecek bazı yapısal dönüşümler tartışılacaktır.

Devamını Gör TÜRKİYE’DE KAMU MALİ YÖNETİM SİSTEMİ YAPISAL DÖNÜŞÜM ALANLARI

ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN HUKUKİ SORUMLULUKLARINDA FARKLILAŞTIRILMIŞ TESELSÜL

6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda getirilen düzenleme ile anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin şirkete, pay sahiplerine ve alacaklılara karşı birlikte vermiş olduğu zararlar nedeniyle müteselsil sorumluluk kuralı kaldırılmış yerine her bir üyenin zarara etkisi oranında sorumlu olduğu farklılaştırılmış teselsül kuralı getirilmiştir. Bu çalışmamızda anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin genel sorumluk halleri ve üyelerin sorumluluğuna gidilebilmesi için gerekli olan şartlar ve yönetim kurulu üyelerin birlikte vermiş oldukları zararlar nedeniyle farklılaştırılmış teselsül ilkesi kapsamında alacaklılara karşı dış ilişkideki sorumlulukları ile birbirlerine karşı iç ilişkideki sorumlulukları değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Devamını Gör ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN HUKUKİ SORUMLULUKLARINDA FARKLILAŞTIRILMIŞ TESELSÜL

SIFIR ARAÇ ALIMLARINDA AKSESUAR SATIŞLARININ ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (ÖTV) MATRAHINA DAHİL EDİLMESİ UYGULAMASININ GETİRDİĞİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği’ne uyarınca; ÖTV mükellefleri tarafından yapılan ve taşıtın teslimi veya ilk iktisabında alıcıdan ayrıca alınan aksesuar, boya koruma, kuaför, ek garanti vb. teslim ve hizmetlere ilişkin bedeller özel tüketim vergisi matrahına dâhil edilmekte ve dolayısıyla, araç satış bedeli ile aksesuar bedeli toplamı üzerinden özel tüketim vergisi hesaplanmaktadır. İdare söz konusu düzenleme ile her ne kadar vergi matrahının aşındırılmasını amaçlasa da, idari bir işlem olan Tebliğ düzenlemesi ile getirilen bu uygulama gerek verginin kanuniliği ve hukuki belirlilik ilkelerine gerekse verginin tarafsızlığı ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Ne Özel Tüketim Vergisi Kanunu ne de Katma Değer Vergisi Kanunu’nda ÖTV matrahına ilişkin böyle bir hüküm bulunmamaktadır.

Devamını Gör SIFIR ARAÇ ALIMLARINDA AKSESUAR SATIŞLARININ ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (ÖTV) MATRAHINA DAHİL EDİLMESİ UYGULAMASININ GETİRDİĞİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİSİ

BES Mİ YATIRIM FONU MU?

Yüksek enflasyonun hüküm sürdüğü son yıllarda sahip olunan paranın değerinin korunması büyük bir önem arz etmektedir. Böyle bir koruma ancak paranın enflasyon oranından bir nebze daha yüksek getiri sağlayan yatırım araçlarına yatırılması suretiyle sağlanabilmektedir.

Hisse senedi (borsa), kripto para, türev ürünler vb. yüksek riskli ve aktif yönetimi gerektiren yatırım araçlarını tercih etmeyenler için yatırım fonu ve BES (bireysel emeklilik) gibi pasif yönetim kapsamındaki tasarruf ve yatırım araçları seçenek olarak durmaktadır.

Yatırım fonlarının yatırım aracı olmak özelliği ön planda iken BES hem tasarruf hem de yatırım aracı mahiyetinde bulunmaktadır.

Yatırım fonu (Mutual funds) tasarruf sahiplerinden katılma belgeleri karşılığında toplanan paralarla belge sahibi adına oluşturulacak hisse senedi, tahvil, repo, kıymetli madenler, emtia ve mevduat gibi farklı araçlardan oluşan portföyü işletmek amacı ile kurulan mal varlığıdır. Dolayısıyla, yatırım fonu yatırımcısı yatırım fonu almak suretiyle söz konusu araçlara dolaylı yoldan yatırım yapmış olmaktadır. Risk bakımından bakıldığında yatırım fonunun içerisinde birden fazla yatırım aracı ve menkul varlık bulunduğundan profesyonel yönetim ve risk çeşitlendirme yoluyla söz konusu menkul varlıklara dolaylı yatırım yapılması nedeniyle yatırım fonu bu varlıklara doğrudan yatırım yapılmasına nazaran daha az risk taşımaktadır.

Bireysel emeklilik (IRA) ise; sosyal güvenlik sistemi gibi çalışan dönemde belli bir süreyle prim (katkı payı) yatırılması suretiyle belli bir süre sonra getirisiyle birlikte toplanan paranın geri alınması esasına dayanmaktadır. BES’in sosyal güvenlik sisteminden en önemli farkı sosyal güvenlikte havuzda toplanan paradan emeklilik döneminde belli bir formüle göre katılımcılara geri ödeme (emekli aylığı) yapılırken bireysel emeklilikte her bir yatırımcının sisteme yaptığı katkı ve bu katkı tutarının getirisi kadar kendisine geri ödeme yapılmasıdır. BES’deki “bireysel” kelimesi de her bireyin sisteme ne tutarda ödeme yapacağını kendisinin belirlemesi ve sistemden ayrılması halinde yatırdığı tutar ile bu tutarın getirisi kadar ödeme alacağını bilmesidir.  

Her ne kadar bireysel emeklilik sistemi (BES) bir nevi sosyal güvence olarak görülmekse ise de son yıllarda söz konusu sisteme ilişkin artan devlet desteği, bireysel emeklilik fonlarının getiri performansı ve katılımcıların kendi tercihlerine göre bireysel emeklilik fonu seçiminde bulunabilmesi söz konusu sistemin bir yatırım aracı olan yatırım fonu kadar cazip olmasına yol açmaktadır.

Bununla birlikte, sisteme katılım, esneklik, vergilendirme ve devlet desteği açısından söz konusu iki sistem arasında önemli farklar bulunmaktadır.

Devamını Gör BES Mİ YATIRIM FONU MU?

COVİD-19 DÖNEMİNE İLİŞKİN TAHSİL EDİLEN İDARİ PARA CEZALARININ İADESİNE YOL AÇAN ANAYASA MAHKEMESİ KARARININ AF KANUNLARINA ETKİSİ

Covid-19 salgın hastalığı döneminde uygulanan idari para cezası yaptırımlarının kaldırılması için kanuni düzenlemeye gidilerek, 9.11.2022 tarihli Resmi Gazete’ de 7420 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a geçici madde konulmuştur.  Bu düzenlemede kısaca, 11.3.2020 tarihinden itibaren Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar verilen ilgilisine tebliğ edilmemiş olan idari para cezalarının tebliğ edilmeyeceği, tebliğ edilmiş olanların tahsilinden vazgeçileceği ancak tahsil edilmiş olan idari para cezalarının ise iade edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Yapılan bu kanuni düzenleme, Anayasa Mahkemesine taşınmış ve Yüksek Mahkeme daha önce alışılagelmiş olanın dışında bir karar vererek, tahsil edilmiş olan idari para cezalarının iade edilmeyeceği ibaresinin Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesi ve mülkiyet hakkına aykırı olduğu gerekçesi ile 5.4.2023 tarihli ve 2023/71 karar numaralı kararı ile iptal kararı vermiştir.

Makalemizde, bu kararın 7420 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 4. maddesi açısından sonuçlarının yanı sıra, kamu alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin daha önce yayımlanan ya da bundan sonra yayımlanacak kanuni düzenlemelere etkisine değinilecektir.

Devamını Gör COVİD-19 DÖNEMİNE İLİŞKİN TAHSİL EDİLEN İDARİ PARA CEZALARININ İADESİNE YOL AÇAN ANAYASA MAHKEMESİ KARARININ AF KANUNLARINA ETKİSİ

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMELERİ İLE YAPILAN KADRO VE UNVAN DÜZENLEMELERİNİN ANAYASAYA AYKIRILIK SORUNU

Bu makalede; Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi ile birlikte Türk Hukuk Sistemine giren “Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri”nin gerek şekil gerekse konu bakımından Anayasa Yargısı karşısındaki durumları, örnek bir karar eşliğinde incelenmeye çalışılacaktır. Yeni hükumet sistemi nedeniyle özellikle teşkilatlanma, kamu personeline yönelik mali ve sosyal haklar, yetki ve görevler ile kadro ve unvan ihdası, kaldırılması ve değişiklikleri konusunda Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri çıkarılmış ve çıkarılmaya devam edilmektedir. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile yapılan düzenlemelerin kapsamı bir makalenin boyutlarını aşacağından bu makalede sadece Anayasa yargısına konu olan kadro ve unvan düzenlemeleri ele alınacak, idarelerin teşkilatlanması, kamu personelinin mali ve sosyal hakları ile görev ve yetkileri konusu ise başka bir çalışmada incelenecektir. 

Devamını Gör CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMELERİ İLE YAPILAN KADRO VE UNVAN DÜZENLEMELERİNİN ANAYASAYA AYKIRILIK SORUNU

2023 PRATİK BİLGİLER (TEMMUZ / II.DÖNEM)

657 SAYILI KANUNA GÖRE YAPILAN ÖDEMELER ve SOSYAL YARDIMLAR Katsayılar/Göstergeler                                                                                                                                    7.7.2023 tarihli ve 2298391 sayılı HMB 10 no.lu Genelgesi 1 Temmuz- 31 Aralık 2023…

Devamını Gör 2023 PRATİK BİLGİLER (TEMMUZ / II.DÖNEM)