ÖDEMELERDE SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BORÇ SORGULAMASI

Mali Kılavuz (Tüm Yazıları)

Mustafa KILIÇASLAN

Muhasebet Başkontrolörü

1. GİRİŞ

Kamu kurumlarına yüklenilen önemli yükümlülüklerden biri de muhasebe birimlerinde ödeme yapılmadan önce ödeme yapılan kişinin Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) borcu olup olmadığı hususunun sorgulanmasıdır.

SGK’nun alacaklarının tahsilini kolaylaştırma ve güvence altına alma amaçlı yapılan bu düzenlemeler, kurumlara önemli görevler ve sorumluluklar yüklemektedir. Eksik ve yanlış uygulanması halinde ise kurumsal ve kişisel sorumluluk doğurmaktadır.

Uygulamada genel olarak “borcu yoktur yazısı” şeklinde ifade edilen bu uygulama; ödeme çeşitleri, tutarsal limitler, düzenleme alanları bakımından farklılık göstermekte, sürecin nasıl yürütüleceği hususlarında zaman zaman tereddütler yaşatmakta, ödeme sürecinde harcama ve muhasebe birimlerinde yanlışlıklara yol açabilmektedir.

Kamu idarelerince kamu alacağının korunması amaçlı birçok idari işlem öncesi “borcu yoktur yazısı” istenmektedir. Bu yazıda sadece kamu harcamalarında giderin gerçekleşmesi ve ödeme süreçleri öncesinde SGK’na borç sorgulaması üzerinde durulacaktır. Akla gelen sorularla konu açıklanmaya çalışılacaktır.

2. SGK’na BORÇU OLUP OLMADIĞI SORGULAMASININ YASAL DAYANAKLARI NEDİR ?

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Prim ve idari para cezası borçlarının hakedişlerden mahsubu, ödenmesi ve ilişiksizlik belgesinin aranması” başlıklı 90 ıncı maddesinin:

İkinci fıkrasında; “İşverenlerin hakedişleri, Kuruma idari para cezası, prim ve prime ilişkin borçlarının olmaması kaydıyla ödenir. Kesin teminatları ise ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma borçlarının bulunmadığının tespit edilmesinden sonra iade edilir. İşverenlerin, kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar, bankalar ve kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar nezdindeki her çeşit alacak, teminat ve hakedişleri üzerinde işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, Kurum alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder.”,

Üçüncü fıkrasında; “Hakedişlerin mahsubu ve ödenmesi ile teminatların prim ve idari para cezası borçlarına karşılık tutulmasına ilişkin işlemlerin usûl ve esasları Cumhurbaşkanınca çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir”,

Dördüncü fıkrasında; “Valilikler, belediyeler, il özel idareleri ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciler tarafından, geçici iskân veya yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce yapılan inşaat dolayısıyla, diğer kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ve bankaların ise Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenecek işlemlerinde Kuruma borçlarının bulunmadığına dair ilgililerden Kurumca düzenlenmiş bir belgenin istenmesi zorunludur”,

Yükümlülükleri yerine getirmeyenlerle ilgili devam eden fıkrada; “Bu maddede belirtilen yükümlülükler yerine getirilmeden hakediş ödenmesi, kesin teminatın iade edilmesi veya geçici iskân izin belgesi ve yapı kullanma izin belgesi verilmesi veya diğer işlemlerin gerçekleştirilmesi hallerinde, ilgililer hakkında genel hükümlere göre idarî ve cezaî işlem yapılır.”,

Denilmiştir. 

Kamu kuruluşları tarafından devlet yardımı, teşvik ve desteklere ilişkin işlemler  öncesinde de SGK’na borç sorgulaması yapılması 90 ıncı maddenin altıncı fıkrasında; “Ülke çapında uygulanan ve özel bir izne veya belgeye dayanmayan genel düzenlemeler hariç olmak üzere, belirli bölgelere veya sektörlere yönelik ya da kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen özel belgelere veya izinlere dayalı olarak kamudan kaynak tahsis edilmesi şeklinde kanun, kararname ve diğer mevzuatla sağlanan araştırma, geliştirme, üretim, yatırım, pazarlama ve benzeri tüm aşamalarda uygulanan devlet yardımı, teşvik ve desteklerin, daha önce başlayıp devam eden nakdi olmayanlar ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından proje ve faaliyetleri karşılığında kamu kurum ve kuruluşlarına sağlananlar hariç olmak üzere, verilmesinden önce işverenlerden Kuruma muaccel olmuş prim ve idari para cezası borçlarının bulunmadığına veya tecil ve taksitlendirildiğine ya da yapılandırıldığına dair belge ve bilgilerin istenmesi zorunludur. Devlet yardımı, teşvik ve desteklerden; işverenlerin muaccel prim ve idari para cezası borçları kesilip Kuruma aktarıldıktan sonra, varsa kalan kısmı üzerinden yararlanılabilir. Tecil ve takside bağlanmış ya da yapılandırılmış olan borçlara ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden dolayı anlaşması bozulanlardan veya bu sebepler dışında söz konusu yardım, teşvik ve desteklerden yararlanmaması gerektiği sonradan anlaşılanlardan, yapılan devlet yardımı teşvik ve destek ödemeleri ilgili mevzuat çerçevesinde müeyyideleri ile birlikte geri alınır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının görüşleri alınarak Kurumca belirlenir” şeklinde düzenlenmiştir.

4735 sayılı Kamu Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun “Kesin teminat ve ek kesin teminatların geri verilmesi” başlıklı 13 üncü maddesinde:

“Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların;

a) Yapım işlerinde; varsa eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından sonra yarısı, Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra kalanı,

b) Yapım işleri dışındaki işlerde Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesinin getirildiği saptandıktan sonra; alınan mal veya yapılan iş için bir garanti süresi öngörülmesi halinde yarısı, garanti süresi dolduktan sonra kalanı, garanti süresi öngörülmeyen hallerde ise tamamı, yükleniciye iade edilir.

Yüklenicinin bu iş nedeniyle idareye ve Sosyal Sigortalar Kurumuna olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanunî vergi kesintilerinin yapım işlerinde kesin kabul tarihine, diğer işlerde kabul tarihine veya varsa garanti süresinin bitimine kadar ödenmemesi halinde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatlar paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edilir, varsa kalanı yükleniciye geri verilir.

İşin konusunun piyasadan hazır halde alınıp satılan mal alımı olması halinde, Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi şartı aranmaz.”,

Denilmek suretiyle teminat iade ve ödemelerinde Sosyal Güvenlik Kurumundan ilişiksiz belgesi aranması hüküm altına alınmıştır.

İdarelerin ihale yoluyla yaptırdıkları her türlü işleri üstlenenlerin hakedişlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna idari para cezası, prim ve prime ilişkin borçlarının olmaması kaydıyla ödenmesine ve kesin teminatlarının ihale konusu işle ilgili Kuruma olan borçlarına karşılık tutulması ve iadesine ilişkin 5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden; 29/9/2008 tarihli ve 27012 (2. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de “Sosyal Güvenlik Kurumu Prim ve İdari Para Cezası Borçlarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişiksizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmelik” yayımlanmıştır.

Yine 28/9/2008 tarihli ve 27011 sayılı Resmi Gazete 5510 sayılı kanunun 90 ıncı maddesinin altıncı fıkrası uyarınca “İşverenlere Verilen Devlet Yardımı, Teşvik ve Desteklerde Sosyal Güvenlik Kurumundan Alınacak Borcu Yoktur Belgesinin Düzenlenmesine İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğ” yayımlanmıştır.

Yukarıdaki düzenlemelere göre SGK adına yapılan borç sorgulamasının, gerek ihaleli işlerde mal ve hizmet alım bedellerinin ödenmesi öncesinde gerekse devlet yardımı, teşvik ve destek ödemeleri öncesinde yapılması gerektiği gibi, 5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen idarelerin ruhsat, geçici iskan, yapı kullanma izin belgesi gibi işlemleri öncesinde ve altıncı fıkrasında belirtilen kamu kurum ve kuruluşları tarafından kamudan kaynak tahsis edilmesi şeklinde uygulanan devlet yardımı, teşvik ve desteklerin karar aşamasında da yapılması gerekmektedir.

Yukarıdaki düzenlemelerin yanında önemli ve yaygın bir düzenleme de; 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun “İhaleye Katılımda Yeterlilik Kuralları” başlıklı 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendidir. Türkiye’nin veya kendi ülkesinin mevzuat hükümleri uyarınca kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu bulunan isteklilerin ihale dışı bırakılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm gerek Kanun kapsamında gerekse Kanun kapsamı dışında yapılan alımlarda özellikle aranmakta ve uygulamada SGK prim alacaklarının ödenmesinde önemli bir güvence sağlamaktadır.

Yine Gümrük Genel Tebliğinin (Sıra No:1) 6 maddesinde Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin İstenecek Belgeler arasında Türkiye genelinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu bulunmadığının tevsiki istenmektedir.

Yukarıdaki düzenlemeler SGK’na olan prim borçlarının işverenlerce zamanında ödenmesinde zorlayıcı, SGK’na tahsilat işlemlerinde kolaylık sağlayan ve prim alacaklarını güvence altına alan önemli ve etkili olmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yukarıdaki düzenlemelere ilişkin uygulamanın nasıl yapılacağını açıklayan ayrıntılı ve kapsayıcı “Borç Sorgusu” konulu 2020/5 sayılı Genelge yayımlamıştır.

Bu yazımızda sadece muhasebe birimleri tarafından ödeme öncesi yapılması gereken SGK’na borç sorgusu üzerinde durulacaktır. İhale mevzuatı kapsamında veya diğer idari işlemler öncesinde aranan borç sorgulamasına bu yazımızda değinilmeyecektir.

3. SGK’na BORÇ SORGUSU HANGİ İDARELERİ, ÖDEME ve İŞLEMLERİ KAPSAMAKTADIR?

İşverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna prim ve prime ilişkin borçları ile varsa idari para cezalarından kaynaklı borcu olup olmadığının sorgulanması; gerek 5510 sayılı gerekse diğer kanun ve alt mevzuatlardaki hükümler nedeniyle farklılık göstermektedir.

Hangi kurumların bu belgeleri aradığından ziyade düzenlemeler çerçevesinde hangi işlemler öncesinde borç sorgulaması gerekip gerekmediği önem arz etmektedir.

Yine işverenlerin borçlarının çeşitliliği, işyeri mi işveren bazlı mı sorgulama yapılacağı, borcun aşaması ve tutarsal sınırlamalar, borç sorgulamalarının bir kısmının elektronik ortamda yapılabilirken bir kısmın da ünitelerden alınacak ilişiksiz belgesi yazılarına bağlı olması gibi farklılıklar nedeniyle çeşitlilik göstermektedir.

Bu nedenle borç sorgusu aranan işlemler, işlemi yapan idarelerle birlikte, aşağıdaki şekilde kategorize edilerek özetlenmiştir.

1-İhale mevzuatlarında yeterlilik şartı olarak isteklilerden kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borçların olmaması:

İhaleleri yapan idarelerce aranmaktadır. Borç türleri ve tutarsal sınırlara ilişkin düzenlemeler ayrıntılı olarak Sosyal Güvenlik Kurumunca yayımlanan 2020/5 sayılı genelgede açıklanmıştır. Bu makalede ayrıntıya girilmemiştir.

2-İhale mevzuatı gereğince ihaleli işlerde alınan kesin teminatların iadesinde SGK’na borcun olmadığına ilişkin ilişiksiz belgesi:

Kesin teminatı iade eden idare ve muhasebe birimi tarafından Sosyal Güvenlik Kurumundan ihale konusu işle ilgili işyeri bazlı ilişiksiz belgesi (ödenmemiş prim borçları ve yükümlülükleri yönünden) aranmaktadır.

3- İdarelerin ihale yoluyla yaptırdıkları her türlü işleri üstlenenlere hakedişlerinin ödenmesi aşamasında:

Ödemeyi yapan idare ve muhasebe birimince ödeme öncesinde yüklenicinin işyeri bazlı SGK’na olan idari para cezası, prim ve prime ilişkin borç sorgusu yapılmaktadır.

4- Geçici iskan veya yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce:

Valilikler, belediyeler, il özel idareleri ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciler tarafından geçici iskan veya yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce, yapılan inşaat dolayısıyla ilgililerden SGK’na borçlarının bulunmadığına dair Kurumca düzenlenmiş ilişiksizlik belgesinin istenilmesi zorunludur. Bu nitelikteki yazı ibraz edilmedikçe ilgililere geçici iskan veya yapı kullanma izin belgesi verilmemelidir. 

5- Devlet yardımı teşvik ve desteklerde borç sorgusu:

Belirli bölgelere veya sektörlere yönelik ya da kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen özel belgelere veya izinlere dayalı olarak kamudan kaynak tahsis edilmesi şeklinde kanun, kararname ve diğer mevzuatla sağlanan araştırma, geliştirme, üretim, yatırım, pazarlama ve benzeri tüm aşamalarda uygulanan devlet yardımı, teşvik ve destekler öncesinde Devlet yardımları ile teşvik ve destekleri sağlayan ve ödeme işlemlerini tesis eden kurum ve kuruluşlar tarafından yapılacak Devlet yardımı, teşvik ve desteklere karar verilmeden önce işverenlerden SGK’na  borcunun olmadığına dair belge aramak zorundadırlar.

6-Onaylanmış kişi statü belgesi almak için yapılan başvurularda:

30/12/2011 tarihli ve 28158 üçüncü mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliğine göre onaylanmış kişi statüsü belgesi verilmeden önce istenen belgeler arasında kesinleşmiş prim ve prime bağlı borç ile para cezalarının olup olmadığı ve sigortalı çalıştırılan işçi sayıları istenmektedir.

4. MUHASEBE BİRİMLERİ TARAFINDAN YAPILAN HER ÖDEMEDE SGK’na BORCU OLUP OLMADIĞI SORGULANACAK MIDIR?

İdarelerin muhasebe birimleri tarafından yapılan her ödemede SGK borç sorgusu yapılmamaktadır.

Aşağıda kategorize edilen ödemeler öncesinde muhasebe birimleri borcu yoktur yazısını aramalıdır:

1-İhale yoluyla yaptıkları mal, hizmet, yapım ve danışmanlık alımları nedeniyle yüklenicilere hakediş ödemeleri öncesinde borcu yoktur yazısı,

2-İhaleli işler nedeniyle alınan kesin teminatların geri verilmesi/ödenmesi aşamasında ilişiksiz belgesi,

3-Mevzuatları uyarınca yapılan Devle yardımı, teşvik, destek ödemeleri öncesinde “borcu yoktur” yazısı.

Bunların dışında yapılan ödemelerde yasal bir düzenleme bulunmadığından “borcu yoktur” yazısı aranmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak idarelerin çeşitliği dikkate alındığında; kendi mevzuatlarında borç sorgulaması yapılması gerektiği yönünde düzenleme bulunması halinde “borcu yoktur belgesi” aranması öngörülmüşse bu hususun da dikkate alınması gerekecektir.

5. İHALE YOLUYLA ALIMLAR KAPSAMINA HANGİ ALIMLAR GİRMEKTEDİR? DOĞRUDAN TEMİN YÖNTEMİ İLE ALIMLARDA SGK BORÇ SORGULAMASI YAPILMALI MIDIR?

5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesi hükmü uyarınca yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Prim ve İdari Para Cezası Borçlarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişiksizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmeliğin kapsam başlıklı 2 nci maddesinde idarelerin ihale yoluyla yaptırdıkları her türlü işleri kapsadığı belirtilmiştir.

Kamu idarelerinin her türlü kaynaktan yapılan mal ve hizmet alımlarının nasıl yapılacağı 4734 sayılı Kanun kapsamında düzenlenmiştir. Kanunun 18 inci maddesinde ihale usulleri: açık ihale, belli istekliler arasında açık ihale ve pazarlık usulü şeklinde sayılmıştır. Doğrudan Temin Usulü Kanunun 18/d alt bendinde sayılırken, 2003 yılında yapılan değişiklikle madde içeriğinden çıkarılmış, geçen zamanda; yerleşik kararlar ve görüşlerde de doğrudan temin usulünün bir ihale usulü olmadığı kabul edilmiştir. 

5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesi hükmü uyarınca yayımlanan Yönetmelik hükümleri; ihale yoluyla yapılan işleri kapsadığından, doğrudan temin ihale usulü ile yapılan alımlar nedeniyle borcu yoktur yazısı aranmayacaktır. Aynı gerekçe nedeniyle Yönetmeliğin 5 maddesinde; “İdareler, ihale yolu ile yaptırdıkları her türlü işleri üstlenenleri ve bunların tebligat adreslerini sözleşmenin imzalandığı tarihi takip eden onbeş gün içinde ilgili üniteye bildirmek zorundadır. İhale konusu iş, piyasadan hazır halde alınıp satılan malın temini ise bu işler idare tarafından Kuruma bildirilmez.”, hükmü de borç sorgulamasının doğrudan temin ile yapılan alımlar için uygulanmayacağını göstermektedir.

Akıllara sadece 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale yoluyla yapılan alımlar için mi “borcu yoktur” yazısı istenecek şeklinde bir soru gelebilir.

Prim borçlarının hakedişlerden kesilmesine ilişkin yönetmelikte ifade edilen ihale yoluyla alım bu kadar da dar yorumlanmamalıdır. Kamu idarelerinin her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri 4734 sayılı Kanun kapsamında yürütüleceği hüküm altına alınmış olmakla birlikte Kanunun 3 üncü maddesinde istisna kapsamında olan alımlar da bulunmaktadır. Yine çeşitli kanunlarda yapılan/yapılacak düzenlemelerde de 4734 sayılı Kanun kapsamı dışında alımlar belirlenebilir. 4734 sayılı Kanunun kapsamı dışında yapılan alımlara ilişkin düzenlemelerde limitler ve özel şartlarla birlikte ihale usulü de belirlenmektedir. 4734 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükmü uyarınca çok sayıda yönetmelik yayınlanmıştır. Bu düzenlemelerde belirlenen ihale usul ve esasları da ihale yoluyla alım olarak kabul edileceğinden prim borçlarının hakedişlerden kesilmesine ilişkin Yönetmelik kapsamı içine girecektir ve ödemelerde bildirim yükümlülüğü ile birlikte borç sorgulaması yapılması da gerekecektir.

6. HAKEDİŞ ÖDEMELERİNDE BORÇ SORGULAMASI HANGİ İŞYERİ, İŞVEREN ve BORÇLARI KAPSAMAKTADIR?

5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesi hükmü uyarınca yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Prim ve İdari Para Cezası Borçlarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişiksizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmelikte hakediş ödemelerinde “borcu yoktur” yazısı düzenlenmiş ve 2020/5 sayılı SGK Genelgesinde ayrıntılı açıklama yapılmıştır.

Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde işverenlerin (yüklenicilerin) ve varsa alt işverenlerin tahakkuk etmiş ve muaccel hale gelmiş idari para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarının hakedişlerinden kesilerek Kuruma gönderilmesi hüküm altına alınmıştır. Borcun kapsamı sadece prim borçları ile sınırlanmamış idari para cezası, gecikme ceza ve zamları ile birlikte diğer feri borçları da kapsadığı açıkça ifade edilmiştir.

Yüklenici (işveren) ile birlikte varsa alt yüklenicilerin de (işveren) borçları Yönetmelik kapsamındadır. Alt işverenlerin prim borçları işverenin (yüklenicinin) işyeri dosyası üzerinden takip edildiğinden borç sorgulamasında birlikte görülecektir.

Tecil ve taksitlendirilmiş ya da yapılandırılmış, ödeme süresi gelmemiş, kesinleşmemiş alacaklar muaccel borç kapsamında olmadığından “borcu yoktur” yazılarında görülmeyecek, hakedişlerden kesintiye de konu edilmeyecektir.

SGK, prim tahsilatlarını işyeri bazlı takip ve tahsil etmektedir. Her bir işyeri için ilgili SGK ünitesinde ayrı sicil numarası verilmekte ve dosya açılmaktadır.

İhaleli işler nedeniyle Yönetmeliğin 5 inci maddesinde düzenlenen bildirim yükümlülüğünde belirlendiği üzere piyasadan hazır halde alınıp satılan malın temini dışındaki ihaleli işler nedeniyle SGK ünitelerinde işyeri sicil numarası verilmekte ve dosya açılmakta, işçi primlerinin tahsilat ve takibi bu dosya üzerinden yapılmaktadır. Yükleniciler işe başlamadan işyeri tescil bildirgelerini ünitelere vermek zorundadır. 

Yönetmelik hükümleri ihaleli işleri ve işyerlerini kapsadığından, idareler ihale yoluyla yaptırdıkları işleri üstlenenlere yapılacak her hakediş ödemesinden önce hizmet alımı ve yapım işleri için, ilgili ihale konusu işyerinden dolayı Kuruma muaccel hale gelmiş borçlarının bulunup bulunmadığını sorgulayacaktır. İdarelerin borç sorgulaması ihaleli işler için açılan dosya üzerinden yapıldığından, yüklenicinin Türkiye geneli diğer işleri nedeniyle SGK’na olan borçları bu kapsamda değerlendirilmemekte, “borcu yoktur” yazısına konu teşkil etmemektedir.

Piyasadan hazır halde alınıp satılan malın temini kapsamındaki işlerde ise Kurum ayrı işyeri dosyası açmamaktadır. Bu durumda hakediş ödemelerinde borç sorgulaması yüklenicinin merkez adresindeki işyerinin tescilli bulunduğu ünite tarafından, il müdürlüğünde işlem gören tüm işyerlerinden dolayı yapılacaktır. Bu durumda Türkiye geneli diğer illerdeki işyerlerinden dolayı Kuruma olan alacakları borç sorgulamasında dikkate alınmamaktadır.

Alt işverenlerin prim borçları işverenin (yüklenicinin) işyeri dosyası üzerinden takip edildiğinden borç sorgulamasında birlikte görülmedir.

7. HAKEDİŞ ÖDEMELERİNDE “BORCU YOKTUR” SORGULAMASI NASIL YAPILMAKTADIR? BORCUN GÖRÜLMESİ HALİNDE YAPILACAK İŞLEMLER NELERDİR?

5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesi hükmü uyarınca yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Prim ve İdari Para Cezası Borçlarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişiksizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin 3 nolu alt bendinde; “İdare, yaptığı ihaleler sonucunda işverene ödeyeceği her hakediş ödemesinden önce işverenin ve varsa alt işverenlerinin Kuruma idari para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarının bulunup bulunmadığı hususunda sorgulama yapabilmek için Kuruma yetki başvurusunda bulunabilir. Kurumca bu başvurunun uygun görülmesi halinde idarece, işverene yapılacak her hakediş ödemesinden önce elektronik ortamda işverenin ve varsa alt işverenlerinin Kuruma idari para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan muaccel borçlarının bulunup bulunmadığı hususunda sorgulama yapılır. İşveren ve varsa alt işverenlerin Kuruma borcu yoksa, ayrıca Kuruma yazı ile sorulmaksızın hakediş ödemesi yapılır.” Düzenlenlemesi yer almaktadır. Bu kapsamda idareler Kurumdan e-Borç Sorgulama Yetki Talep edebilmektedir. Kurumca yapılan aktivasyon sonrası her hakediş ödemesinden önce “idarelerce e-borç sorgulama” seçeneğinden  yüklenicilerin Kuruma olan borçları idarelerce sorgulanabilmektedir.

Bu uygulama ile yükleniciler ve idareler açısından büyük bir kolaylık sağlanmıştır.

Aktivasyon işlemi olmayan idareler yüklenicinin (işverenin) borcu olup olmadığını Kurumdan sormak zorundadır. Borcu yoktur bildirilmediği sürece hakediş ödemesi yapılamaz.

İdarelerce yapılan borç sorgulamasında borcun görülmesi halinde borç tutarı hakedişlerden kesintiye tabi tutulur. Kesinti tutarı, ödeme belgesinde gösterilir. Bu kesinti, ödeme makamınca muhasebe kayıtlarına intikal tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma veya Kurumun önceden bildirilen banka hesabına yatırılır.

Akıllara; borç sorgulamasının ne zaman yapılacağı, 15 günlük sürenin ne zaman başlayacağı, “borç yoktur” belgelerinin geçerlilik süresi ne kadardır? soruları takılabilir.

Borç sorgulaması Yönetmelikte açık olarak belirtildiği üzere; yükleniciye hakediş ödemesinden önce yapılmalıdır. Uygulamada idareler; giderin tahakkuku aşamasında borç sorgulaması yapmaktadır.  Ancak nakit yetersizliği gibi nedenlerle ödeme süreleri uzayabilmektedir. “Borcu yoktur” belgeleri sorgulandığı tarih itibariyle güncel durumu göstermektedir. Vergi borcu gibi mevzuatta geçerlilik süresi açık olarak düzenlenmemiştir. Ancak prim borçlarının ödeme süresinin takip eden ayın sonunda bittiği dikkate alındığında belgenin alındığı ayın sonunda güncelliğini kaybedeceği bilinmelidir. Bu nedenle ödeme aşamasında yeniden sorgulama yapılması gerekecektir. 15 günlük süre ise ödeme aşamasında Kurum borçlarının hakedişlerden kesilerek Kuruma gönderilmek üzere ilgili emanet (borç) hesaplarına alındığı tarihten itibaren başlamaktadır.  Bu sürenin geçirilmesi, ödenmeyen prim borçları nedeniyle gecikme faizi hesaplanmasına sebebiyet verecektir. Böyle bir durumun tespiti ve SGK tarafından talep edilmesi halinde idare aleyhine (dolayısı ile bu duruma sebebiyet veren kişilere karşı) yükümlülük doğuracaktır.

8. KESİN TEMİNATIN ÖDENMESİNDE/İADESİNDE İLİŞİKSİZ BELGESİ NEDİR? HANGİ BORÇLARI KAPSAMAKTADIR?

Sosyal Güvenlik Kurumu Prim ve İdari Para Cezası Borçlarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişiksizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesinde bu konu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Yönetmelikte ve 4735 sayılı Kanunda  işveren tarafından, idareye ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma borcunun bulunmadığına dair “ilişiksizlik belgesi” ibraz edilmedikçe işverene ait kesin teminatın iade edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

İlişiksizlik belgesi, SGK tarafından yazılı olarak düzenlenmektedir. Kurumca ilişiksiz belgesi verilebilmesi için işverenlerin (yüklenicilerin) ihale konusu işle ilgili sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası, fark isçilik üzerinden hesaplanan prim, damga vergisi, eğitime katkı payı ve özel işlem vergisi ile bunlara ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer fer’ilerinden oluşan borçların bulunmaması gerekmektedir. 

Bu durum idarelerce yanlış yorumlanmakta hakediş ödemeleri öncesi yapılan borç sorgulamasında borcunun olmaması ilişiksiz belgesi kapsamında değerlendirilmektedir.

İlişiksiz belgesi yapım ve hizmet ihaleleri nedeniyle işyeri sicil numarası ile açılan dosya üzerinden işin başlama ve bitişini kapsayan dönem için; bildirilen prim borçlarının yanında, yeterli işçilik bildirilip bildirilmediğinin incelenmesi, varsa ek işçilik prim tutarları ile borçların hesaplanarak ödenmesini ve Yönetmeliğin 7 nci maddesinde süreçsel olarak hüküm altına alınan yükümlülüklerin yerine getirilmesi sonrasında düzenlenmektedir.

Bu nedenle “ilişiksiz belgeleri”, “borcu yoktur” yazısı ile karıştırılmamalıdır.

Uygulamada görülen bir eksiklik ise idarelerin ilişiksiz belgesini yükleniciden istemesi, yüklenicinin ilişiksiz belgesi ibraz etmemesi nedeniyle kesin teminatı ödememek/iade etmemek suretiyle bir işlem tesis etmeksizin beklemesidir.

Özellikle ödeme birimi ile ihale birimi arasında bilgi akışının ve eş güdümün sağlanamaması nedeniyle kesin teminat mektuplarının süresinin geçmesi nedeniyle teminatın hükümsüz kalması sık sık görülmektedir.

Yönetmeliğin 7 nci maddesinin (2) numaralı alt bendinde; “ İdareye ihale konusu işle ilgili olarak işveren tarafından, borcunun bulunmadığına dair ilişiksizlik belgesinin ibraz edilmemesi halinde, idare, kesin teminatın mevzuatına göre kısmen veya tamamen iadesi imkanının başladığı tarihten itibaren onbeş gün içinde durumu ilgili üniteye yazı ile bildirerek, işverenin Kuruma ihale konusu işin yapıldığı süreye ilişkin borcunun olup olmadığını sorar.” hükmü mevcuttur.

İdarelerin ilgili birimleri ihale konusu işle ilgili kesin teminatın ödenmesi aşamasına kadar iş süreçlerini yürütmesi, yüklenicinin ilişiksiz belgesi ibraz edilmemesi halinde Kuruma gerekli bildirimin yapması gerekir. Bu süreç içinde teminat mektuplarının sürelerin bitip bitmediğinin takip edilmesi, süresi azalan teminat mektupları için sürelerinin uzatılması veya yeni teminat değerleri ile değiştirilmesinin sağlanması, yüklenici tarafından bunların karşılanmaması halinde teminat mektuplarının paraya çevrilmesi gerekir.

Piyasadan hazır halde alınıp satılan işlerle ilgili olarak kesin teminatın iadesinde Kurumca düzenlenecek ilişiksizlik belgesi aranmaz.

9. İLİŞİKSİZ BELGESİ ARANMAKSIZIN KESİN TEMİNATIN ÖDENMESİ, BORÇ SORGULAMASI YAPILMAKSIZIN HAKEDİŞ ve DEVLET TEŞVİKLERİNİN ÖDENMESİ HALİNDE İDARELERİN SORUMLULUĞU NEDİR? BUNLAR İÇİN ÖNGÖRÜLMÜŞ BİR CEZA VAR MIDIR?

Sosyal Güvenlik Kurumu Prim ve İdari Para Cezası Borçlarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişiksizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde; “İdare veya ödeme makamı tarafından bu Yönetmeliğin 5 inci, 6 ncı ve 7 nci maddelerinde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeden hakediş ödenmesi veya kesin teminatın iade edilmesi halinde, ilgililer hakkında genel hükümlere göre işlem yapılır” hükmü mevcuttur.

Bu hüküm cezai bir düzenleme değildir. İdari bir para cezası da mevzuatta düzenlenmemiştir.

Yönetmelikteki bu düzenleme ile getirilen sorumluluk, hakedişin ödemesi ve kesin teminatın iadesinin prim borcunun mahsubu yapılmaksızın işverenlere ödenmesi halinde, Kurumca uğranılan zararın ilgililere rücu etmesini içermektedir. Kurumun uygulaması ise Tebligat Kanunu hükümlerine göre 15 günlük süre vererek idarelerden işverenin ödenmeyen prim borçlarını istemek, verilen sürede ödenmemesi halinde ise ihale makamı aleyhine tazminat davası açmak şeklinde yürümektedir. Tazminat davası ödenen hakediş veya kesin teminat miktarı ile sınırlıdır.

10. DEVLET YARDIMI, TEŞVİK VE DESTEK ÖDEMELERİNDE “BORÇ SORGULAMASI”NIN KAPSAMI NEDİR?

Bu konu ile ilgili düzenleme 5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesi gereğince yayımlanan “İşverenlere Verilen Devlet Yardımı, Teşvik Ve Desteklerde Sosyal Güvenlik Kurumundan Alınacak Borcu Yoktur Belgesinin Düzenlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslara Dair Tebliğ” de yer almaktadır.

Tebliğde yer alan düzenlemeye göre; Devlet yardımı, teşvik ve destek ödemelerinde bu ödemeleri alacak işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılardan, (işverenlerin gerçek kişi olması halinde kendi sigortalılığına ait borçları da dahil) dolayı Türkiye geneli 16 yaşından büyükler için belirlenmiş asgari ücretin brüt tutarının üzerindeki muaccel borç tebliğ kapsamı dahilinde sorgulanacaktır. Bu tutarı geçen borçların olması halinde devlet yardımı, teşvik ve desteklerden; muaccel prim ve idari para cezası borçları kesilip Kuruma aktarıldıktan sonra, varsa kalan kısmı üzerinden yararlandırılacaktır.

11. BORÇ SORGULAMASI YAPILMADAN HAKEDİŞ ÖDENMESİ NEDENİYLE SGK PRİM BORÇLARININ TAHSİLİNİN SÜRÜNCEMEDE BIRAKILMASI KAMU ZARARI OLARAK DEĞERLENDİRİLİR Mİ?

Konuya ilişkin Sayıştay daire kararlarında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin idarelerce aranmasının bir zorunluluk olduğu vurgulanmış, ancak bu sorumluluğun yerine getirilmemesinin kamu zararı doğurmayacağı ifade edilmiştir (Sayıştay; Daire:8, Karar No:153, Tutanak Tarihi: 7.3.2019, İlan NO:160).

Ancak bu ve benzeri kararlar yanlış da yorumlanmamalıdır. Bu kararlar öncesinde SGK tarafından idareden uğranılan zararın tazmini istenmemekte, hatta genel hükümler çerçevesinde bir tahsilat da yapılmadığı görülmektedir. SGK bu hususlarda aktif hareket etmediğinden veya işlem tesis etmede gecikme gösterdiğinden tahsilat yapılmamakta ya da yükleniciden tahsil edildiğinden idarenin bir zararı oluşmamaktadır. Aksi durumda kamu zararı olarak değerlendirileceği açık olup ilgililer adına tazmin çıkması kaçınılmaz olarak görülmektedir.

12. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Kamu kurumlarının muhasebe birimlerinde ödeme yapılmadan önce yüklenilen önemli yükümlülüklerden biri de ödeme yapılan kişinin Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) borcu olup olmadığının araştırılmasıdır.

Yukarıdaki bölümlerde akla takılan sorular çerçevesinde özetlenerek açıklanmaya çalışılan bu düzenleme ve uygulamalar idarelere önemli görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Bununla birlikte bu hususların SGK tarafından takip edilememesi, düzenlemelerde caydırıcı nitelikte cezai şartların olmaması, uygulamanın tam ve eksiksiz yürütülmesinde gerekli hassasiyeti oluşturamamıştır.

Hakediş ödemelerinde “ihaleli işler”in tanımından kaynaklı doğrudan temin yöntemi ile yapılan alımların kapsam dışında kalması önemli bir eksiklik olarak görülmektedir. Yine aynı tanımlamadan kaynaklı sadece ihaleli işler ve işyerleri ile sınırlı borç sorgulaması yapılması da bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bütün bu eksikliklere rağmen bu borç sorgulama uygulamaları, SGK alacaklarının tahsilatında çok önemli bir etki oluşturduğu da kabul edilmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir